Ana sayfa KÜLTÜR CoronAntoloji/Öykü: Aşkın Fenomenolojisi

CoronAntoloji/Öykü: Aşkın Fenomenolojisi

181
0
PAYLAŞ

Adamın biri, karısına âşık olur. Hem de ne aşk…Yemeden içmeden kesilir. Sonunda dayanamaz gece yatakta karısına durumu itiraf eder. “Ne aşkı ayol?” der karısı “yirmi yıldır evliyiz ya.” “Ama,” der adam “bu farklı bir durum, seni gerçekten seviyorum, gerçek bir aşk bu.” “Hadi uyu,” der karısı, “çok uykum var.” Adam bunun umutsuz bir aşk olduğuna karar verir. Karısına âşıktır ama karısı “Hadi uyu,” demiştir. İyi de âşık biri öyle ha deyince uyuyamaz ki…

Ertesi gün karısı hiçbir şey olmamış gibi davranır. Adam da. Ama sonunda dayanamazkonuyu tekrar açar. Kadın bu sefer uykusunu almıştır ama gene de bu duruma bir anlam veremez. “Ne aşkıymış bu?” der “Evlendik işte, çoluk çocuğumuz oldu. İnsan ne için aşık olur ki birbirine?” “Çoluk çocuk için mi?” der adam. “Evet.” der kadın “Ne sandın ya.” “ İyi ama,” der adam “ben o zaman sana aşık değildim k.i” “Yok ya,” der kadın “o zaman ne diye o kadar koştun peşimden?” “Çünkü o zaman çok çekiciydin.” der adam, “upuzun bacakların aklımı başımdan almıştı.” Bu iltifat kadının çok hoşuna gider. “Evet, hatırlıyorum,” der kadın “uzun bacaklarımı otobana benzetirdin, hatta İngilizcesini söylerdin ‘highway gibi bacakların var’ derdin.” “Evet.” der adam   “Ama bu benzetme bana ait değildi onu okuduğum bir   kitaptan araklamıştım.” “Olsun,” der kadın “bacaklar yine de bana ait.” “E sen niye benimle evlendin?” diye sorar adam, “Sen de çok yakışıklıydın.” der kadın, “geniş omuzların, kaslı kolların vardı. Bu adam iyi çocuk yapar diye düşündüm.” “Evet hatırlıyorum,” der adam; “hatta bana şöyle demiştin: Bir kadın âşık olduğu adamın gözlerinde doğacak çocuğunu görür.” “Evet.” der kadın “Ben de bunu bir kitaptan araklamıştım ama bu da en az uzun bacaklarım kadar gerçek.” “Ama ben seni şimdi gerçekten seviyorum.” diye diretir adam. “İyi ama nasıl olur?” der kadın, “Artık bacaklarım eski diriliğini kaybetti, her tarafım sarktı, geriye bir şey kalmadı ki.” “Evet, işte,” der adam; “ben o geriye kalanı seviyorum.” “Nasıl yani?” der kadın, “bacaklarım ve kalçalarım olmadan bana nasıl âşık olabilirsin?” “İşte ben de bu yüzden âşık oldum” der adam; “ben bunların hepsini bir kenara atıyorum; dalgalı saçlarını, hilal kaşlarını, siyah gözlerini, kalçalarını, uzun bacaklarını.” “İyi ama” der kadın “geriye ne kaldı ki?” “Sen…” der adam. “Ne demek şimdi bu ?” der kadın “ sanki ölmüşüm de anılarım kalmış.”

Kadının bu tepkisi üzerine adam iyice yıkılır. “Tamam da “ der adam kendi kendine “bir erkek bir kadına neden âşık olur ki? Üstelik kendisi ile hiç anlamayan bir kadına. Sadece soyunu devam ettirmek için mi?” Sonunda karısından ayrılmaya karar verir. Hâkime; karısına deli gibi aşık olduğunu, bu yüzden de boşanmak istediğini söyler.“Bu aşk artık beni aşıyor hakim bey, dayanamıyorum artık.”der. “Galiba beni başka bir kadınla aldatıyor.” diyerek itiraz eder karısı. “Doğru mu?” der Hâkim, “Evet.” der adam. “Gördünüz mü bak,” der kadın   “ben zaten anlamıştım. Söyle kim o şırfıntı?” “Sensin,” der adam “Dün gece beraber yatmadık mı?”

Hâkim, adamın normal olmadığını göz önünde bulundurarak boşanmayı onaylar. Şiddetli aşktan boşanırlar. Adam Mahkemenin belirlediği bütün koşulları kabul eder. Ödemesi gereken nafakayı az bularak hâkime itiraz eder: “Ama siz merak etmeyin,” der hâkime,   “ben daha fazlasını öderim.” Mahkemede gülerler adama.

Adam evi terk eder. Evde olursa aşkını yitirmekten korkar. Yanına sadece karısının vesikalık bir resmini alır. Aşkını ne zaman çok özlese cüzdanından çıkarıp çıkarıp bakar sonra da mutlu olur. Hem de çok… Bu durum, bir gün adamın aniden ölmesi ile sona erer. Geriye ne aşk kalır ne de kadın…

BİR CEVAP BIRAK

Yorum yap!
Adınızı giriniz