Artık mecburi hizmet bitti, bu kadar yeter. Biraz da Liseyi bitirene dek yaşadığım kasabamda çalışmaya karar verdim. Bu gurur verici benim için; çocukluğumun geçtiği kasabada çalışmak, çocukluk arkadaşlarımla beraber olmak, onlarla anılarımızı konuşmak ve büyüdüğüm yere hizmet etmek… Bir iki arkadaş görürüm de konuşurum diye hemen çarşıya çıktım ama tanıdık kimse yok. Kasaba büyümüş, göç almış, çocukluk arkadaşlarımın her biri büyük şehirlere göç etmiş, bazıları turizmci olmuş Ege’ye yerleşmiş, bazıları iş adamı olmuş İstanbul’a yerleşmiş. Yerli olan gençler de zaten tanımıyor beni. Hiçbir arkadaşım kalmamış neredeyse. Acaba köylerdeki arkadaşlarımı mı ziyaret etsem? Demek sonunda döndün ha? Evet döndüm. Sizi çok özledim.
Tanıdık esnafı dolaşayım bari dedim ama onların da yerini zibidi çocukları almış, bazıları da işi başkalarına devretmiş. Her gittiğim yerde bana yabancı muamelesi yapıyorlar. Kahvede bazıları hoş geldiniz falan diyor, baktım olmayacak ben de yabancı olmaya karar verdim. Tayinim yeni çıktı diyorum, oo hayırlısı olsun diyorlar, güzeldir bizim buralar, alışınca bir daha bir yere gidemezsiniz, buranın havasını alan, suyunu içen bir daha buradan gitmez. Evet, suyu çok güzel gerçekten. Sonra bakkal, kasap ve manavla aynı konuşmaları yapıyoruz. Herkes yabancı olduğumu tayinimin buraya çıktığını düşünüyor. Birden itibarım artıyor daha önce tanıdığım insanlardan daha fazla tanıdığım, hatta dostlarım oluyor. Off kafam karıştı gene. Demek yeni geldiniz ha? Memleket neresi? Rastgele bir şehir adı atıyorum kafadan, uzakmış yav neyse alışırsınız güzeldir bizim ….miz, zem zem akar suyumuz.
İşin kötüsü rolümü çok iyi oynuyorum, kaza ile beni tanıyanlara rastlıyorum, bakıyorum onlar da konuşmuyor daha da bir yabancı oluyorum, tuhaf tuhaf yüzüme bakıyorlar. Çocukluk ve gençlik yıllarımdan hiçbir hatıra kalmamış bütün eski binalar yıkılmış koca koca apartmanlar yapılmış neredeyse her mahallede market var, her yer dürümcü, konfeksiyoncu, kasap ve eczane dolmuş, okuduğum liseyi bile kasabanın dışına taşımışlar. Trafik yüzünden karşıdan karşıya geçmek bile zor. Bir gün köyden okul arkadaşlarıma rastladım ayaküstü konuştuk, sonra biri oğlunun düğününe çağırdı, orada da tanıdığım çocukluk arkadaşlarımı gördüm ama çoğu yanıma gelmedi gelenler de bana “siz” diye hitap etti. Herhalde memur olduğum için böyle çekinerek konuştular ya da gerçekten bir yabancıyım onlar için. Düğünden sonra kasabaya döndüm çalıştığım kurumdaki memurlardan biri “Maşallah Kemal Bey” dedi “Dün bir bugün iki ne çabuk köylerden ahbap edindiniz? Bakıyorum da şimdiden düğünlere bile davet ediliyorsunuz. Ben beş yıldır buradayım daha bir tane köy düğününe davet edilmiş değilim.” “Ne yapayım sıcakkanlıyım, insanlar bana hemen ısınıyor bana.” “Yine de siz dikkatli olun fazla yüzgöz olmaya gelmez.” “Evet, haklısınız ne de olsa burada yabancıyız.”
Bir ay sonra çalıştığım kuruma genç bir kız geldi işi bittikten sonra teşekkür etti sonra eğilip benim duyacağım şekilde “Annemin selamı var.” dedi “Anneniz kim?” dedim sonra adını söyledi bozuntuya vermeden “Aleykümselâm.” “Siz de selam söyleyin.” işte sonunda beni hatırlayan biri çıktı. Keşke kendisi gelseydi. Eski günlerden bahsederdik işte o zaman yabancı olmaktan kurtulurdum. Yine de çok mutlu oldum. Bu sefer arabesk adam rolüne yatıp akşam eve gittiğimde içmedim. Sadece sessizce onu düşündüm.
Birkaç gün sonra biraderim aradı, bu sefer ben sordum; “Hayırdır bir şey mi var?” durakladı “Yok bir şey.” dedi “Sonunda kasabana döndün demek, gözün aydın.” dedi “Evet, sonunda döndüm.” dedim. “Yalnız bir şey var” dedi, “Orada herkese yabancı olduğunu, başka şehirden geldiğini söylüyormuşsun. İyisin değil mi bir sorun yok?” “Yok, merak etme. Kim dedi bunu?” “Bizim Gazanfer dedi, senin birader tuhaf davranıyor, herkesle çok resmi, çok mesafeli.” “Sor bakalım arkadaşına ben yanına gittiğimde neden benimle konuşmamış.” “Belki ilk başta tanıyamamıştır. Sen yine de tanıdıklarımızla konuş, kafayı kırmış ya da bir tarafı kalkmış, bizimle konuşmaya tenezzül etmiyor demesinler.” “Boş ver ne derse desinler, böyle olmak daha iyi, şimdi eskisinden daha çok arkadaşım var.” “Keşke gitmeseydin, anılarında hep güzel bir yer olarak kalırdı hatta yaşlandıkça daha da güzelleşirdi.” “Olsun.” dedim, “İlk başta zor oldu ama sonra alıştım, böyle daha güzel. Şimdi yeni anılar biriktiriyorum, üstelik büyüdüğün yerde hem yerli hem de yabancı olmak çok ilginç…”