Ana sayfa KÜLTÜR Köprü

Köprü

113
0
PAYLAŞ

Çukurova. Eylül sonları okullar yeni açılmış. Öğlen arası. Duvarın üstünde olan kocamam bir kertenkele var. Güneşleniyor. Gözleri sabit, hiç kimseyi takmıyor. Keçi kokan yolda yürüyorum yerlerde zeytin çekirdeği gibi keçi bokları var. Köprüyü geçiyorum. Baharda deliren Andırın çayı şimdi çok sakin. Şimdi Güney Doğudayım Okulun tam önünden Bitlis çayı geçiyor, köprüyü geçiyorum. Batı Karadeniz’in bir ilçesindeyim Bartın çayı kasabayı ikiye bölüyor. Okuldan bittikten sonra öbür yakadaki tekel bayiine gidiyoruz, akşam olunca bazen orada yemek yiyoruz. Tek parmağı eksik Ramazan bize bazen kavurma yapıyor. Ramazan eti yoğurtla pişiriyor eti yumuşatıyormuş. Köprünün ortasındayız bir köpek var. Köpekle konuşuyorum arkadaşlarım tuhaf tuhaf bakıyorlar sarhoş olduğumu zannediyorlar. Bartın çayı koca koca kütükleri katmış önüne deli gibi kaçıyor. Kütükleri çengelle çekmek isteyenleri de yanına aldığı söyleniyor. Köprüyü geçtik. Şimdi East Saint Louis’deyiz benzin istasyonunda durup bira alıyoruz. Arkamızdan bir araba bizi takip ediyor, hemen buradan uzaklaşıp batı tarafına geçmemiz lazım. Altımızdan bol S’ li Mississippi akıyor Köprüyü geçiyoruz. Arkamızdaki otomobil bizi takip etmekten vazgeçiyor. Missouri nehrinden ne zaman geçeceğiz diye soruyorum. “Merak etme” diyor Mehmet; “O da bu nehrin içinden akıyor.” Astoria’dan çıkıyoruz öbür tarafta güzel bir park var oraya gidiyoruz. Dev Columbia nehrini geçiyoruz oldukça uzun bir köprü. Dev gemiler yüzüyor nehrin üstünde. Köprüyü geçtik. Şu nehir Elbe diyor rehberimiz, şu ünlü yazarın paten yaparken boğulup kötü bir anıya dönüştüğü nehir. Tek başıma köprüyü geçiyorum. Şimdi Berlin’deyiz Spree nehri üzerindeki köprülerden birindeyiz nehir kenarında yenilenen eski binalar var. Köprüyü geçtik. Burası şehrin Buda tarafı, Peşte’ye geçiyoruz. Tuna nehri bulanık bulanık akıyor, rehber Aslanlı köprüyü yapan mimarın hazin öyküsünü anlatıyor. Hava çok sıcak. Tam karasal iklim. Şehir mosk ve va adlarının birleşiminden oluşmuş diyor rehber wa nehir ya da su demek ama mosk ne demek tam duyamıyorum. Bu adama çok güvenmiyorum; Arbat adının da Arap atından geldiğini söylemişti. Nehri geçtik. Keçi kokan yoldan okula doğru yürüyorum, zile on beş dakika var. Öğretmenler odasında çay içiyorum. Sabit bakışlı kertenkele okul duvarında güneşlenmeye devam ediyor.

BİR CEVAP BIRAK

Yorum yap!
Adınızı giriniz